11/06/2009

Türkiye'de Çizgi Film -2-



1980’de Ateş Benice’nin yaptığı “Stero” adlı filmi, Zagrep Canlandırma Filmleri Şenliği’nde gösterilmiştir. Aynı film ertesi yıl Portekiz’in Espinho kentindeki bir yarışmaya da çağrılmış ve gösterime girmiştir.

Yaratıcılık açısından daha durgun geçen 1980’li yıllar 1982’de, bir yıl önce yasaklanmış olan Akşehir Nasrettin Hoca Uluslararası Karikatür Yarışması yerine bir çizgi film yarışmasının düzenlenmesiyle başlamış, Murat Havsa ile Yıldız Cıbıroğlu’nun birinciliği paylaştıkları yarışmada Atilla Ergüder ikinci, Bekir Susam ise üçüncü olmuş, Türker Ede, Feza Baykal ve Timuçin Tarhanlı da özel ödül almışlardır.

1983 yılında Antalya Film Şenliği’nde Ateş Benice “Sentez” adlı çalışmasıyla Altın Portakal ödülüne layık görülmüştür.

Yine 1983’te Emniyet Genel Müdürlüğü Trafik Şube Başkanlığı trafik konulu, bir yarışma açmıştır. Erim Gözen’in ikinci, Sertaç Ergin ve Feride Yörük’ün üçüncülüğü paylaştığı yarışmada birincilik ödülü verilmemiştir.

Kültür Bakanlığı’nın başarı ödüllerini kazanan Tonguç Yaşar 1985’te “Kaplumbağa ile Tavşan”, 1986’da Nasrettin Hoca öykülerinden yola çıktığı “Cüppe” ve “Hırsız’ın Hiç Mi Kabahati Yok”, 1987’de Meral İmren ile birlikte “Kuş ve Avcı”, 1988’de “Kaplumbağa ile Tavşan”, 1990’da TRT tarafından çocuk sağlığının korunması için “Sağlığımızı Koruyalım”, 1992’de Kültür Bakanlığı adına Fazıl Hüsnü Dağlarca’nın aynı adlı şiirinden “Balina ve Mandalina”, 1993’te
yine Kültür Bakanlığı adına sigaranın zararı üzerine üçer dakikalık beş filmden oluşan “Öhö, öhö, öhö” filmlerini yapmıştır.

1992’de Cemal ve Meral Erez’in eğitici filmleri “Şaşkın Sihirbaz ve Şakacı Şapka” her bir harfe birer dakika ayrılarak A’dan Z’ye Türk alfabesinin tüm harflerini çizgi film biçiminde anltan bir çalışmadır.

Ali Murat Erkorkmaz’ın “Quick Ease” adlı çizgi filmi 1983 Fransa Annecy Canlandırma Film Festivali’nde 350 film arasından ilk ona girmiştir.

Pasin-Benice stüdyosunun başanimatörü ve yönetmeni Derviş Pasin’in 1988’de yaptığı 50 dakikalık uzun metrajlı “Boğaç Han” ve bir seri “Dede Korkut Hikayesi” Japon çizgi filmciliğinden bile daha nitelikli bulunmuştur.

5. Ankara Ulusal Film Festivali’ne katılıp ödül alan Nimet Yardımcı’nın gerçekleştirdiği, yaşlı bir kunduracı ile iyi kalpli üç cinin öyküsünü anlatan “Kunduracı ve Cinler” bir Grimm Kardeşler masalının çizgi film uyarlamasıdır. Yine Pasin-Benice atölyesinin Yalvaç Ural’ın senaryosundan yola çıkarak hazırladıkları ve televizyonda da yayınlanan “Evliya Çelebi”, Ali Murat Erkorkmaz’ın Mazhar-Fuat-Özkan’ın “Vak-the Rock” klibi için hazırladığı karakter de sayılmadan geçilemeyecek çalışmalardır.

Yalvaç Ural ve Sunder Erdoğan’ın yarattıkları ve TRT’de yayınlanan “Küçük Abdullah” adlı çizgi film Hollanda Televizyonu’nda da gösterilmiş ve Ural bu çalışmayı “çocuk yazınımız ve çizgi dünyamızın Batı’nın çok gerisinde kaldığının düşünüldüğü bir dönemde oldukça başarılı bir çalışma olarak nitelendirmiştir.

Kültür Bakanlığı, tarihsel Türk tiplemeleri üzerine çizgi film yapma kararı vermiş ancak “Red Kit Dede Korkut’a Karşı”, “Toygar” gibi filmlerin yapılması halktan büyük tepki almıştır.

1988 ve 1989’da İstanbul’da “Anadolu Sanat Merkezi”nin hazırladığı ve Kültür Bakanlığı ile Vakıfbank’ın ve Kadıköy Belediye Başkanlığı’nın desteklediği bir “Anadolu Uluslararası Çizgi Film Festivali” düzenlenmiştir. Ümit Solak, Tonguç Yaşar, Ateş Benice, Tunç İzberk, Derviş Pasiner, Nilüfer Bora, Orhan Büyükdoğan, Meral-Cemal Erez, Bülent Ateş, Erim Gözen, Oğuz Aral, Ferruh Doğan, Tekin Aral, Eflatun Nuri ve Tan Oral gibi sanatçıların katıldığı bu festivale ayrıca 21 ülkeden 195 çizgi film katılmış, filmler ücretsiz olarak gösterilmiştir.

Türkiye’de ilk çizgi film semineri 1989’da TRT yöneticileri ve Kültür Bakanlığı’nın temsilcilerinin de katılımıyla gerçekleşmiş; bu seminer Türk çizgi filminin gelişimi için çok olumlu bulunmuştur.

1990’lı yıllar ülkemizde animasyon türünde gerek çizgi filmlerin gerekse kukla filmlerinin geliştiği gerçek dönemdir. Sinemamızın bu türünde gecikerek de olsa bir gelişme sağlanmış olması büyük bir mutluktur.

Bu yıllarda, çizgi filme yeni bir bakış açısı daha eklenmiş, “çocuğa dini ve milli çizgi film” sloganıyla TRT ve Devlet Bakanlığı 1990-1991 yıllarında, “Emre”, “Süleyman Çelebi ve Mevlit ”, “Yusufçuk”, “İnsanlar Yaşadıkça” başlıklı çizgi filmleri yaptırmıştır. Bu filmlerin, “Ten Ten”, “Tom ve Jerry”, “Uyuyan Güzel”, “Taş Devri”, “Cici Kız”, “Donald Duck” ve “Ghost Busters” (Hayalet Avcıları) gibi filmlere alternatif olarak gösterilmesi ise yeni bir tartışmanın başlamasına neden olmuştur.

Kültür Bakanlığı ise “diskoya giden, kola içen, hamburger yiyen” gençliğe karşı, “milli değerleri yeğ tutan bir gençlik yaratmak üzere filmler yapmayı düşünerek “Alparslan”, “Ergenekon Destanı”, “Bilge Kağan”, “Keloğlan”, “Pembe İncili Kaftan” gibi filmler yaptırmıştır.

Bütün bunlar İslami kesimi de harekete geçirmiş ve Tele-Çizgi ajansının sahibi Tufan Mengi donanımlarının yerinde olduğundan söz ederek çocuklara çanların çaldığı, kendi kültürümüzü yansıtmayan, toplumun inandığı değerleri görmezden gelen filmler yayınlandığını ileri sürdü.

İslami kesim işi biraz daha ileriye götürerek, “kökü içerde çizgi film kahramanları, kökü dışarda çizgi film kahramanlarına karşı” sloganıyla 1993’te Diyanet İşleri Bakanlığı adına “Bir Hikaye, Bir Ders”, “Keloğlan”, “Küçük Mücahit”, “Nasreddin Hoca”, “Bosna Alevler İçinde” adlı çizgi filmleri yapmıştır.

Çizgi filmin gibi eğitici bir konunun,İslami kesim tarafından benimsenip siyasi maksatla kullanılmasından önce Üniversitelerimizin Güzel Sanatlar Fakülteleri Sinema-Tv Animasyon bölümleri başta olmak üzere ilgili resmi kuruluşları da işi ciddiye almıştır.


Çizgi film 1984 yılından itibaren Eskişehir Anadolu Üniversitesi’nde ders olarak gösterilmektedir. Ayrıca Orhan Büyükdoğan Güzel Sanatlar Akademisi (bugünkü Mimar Sinan Üniversitesi)’nde, Ahmet Sipahioğlu Dokuz Eylül Üniversitesinde çizgi film dersleri vermiş, Tahsin Özgür de “The Turkish Daily Animator” (Günlük Türk Canlandırması) adlı uluslararası nitelikteki haber mektubunu yayınlamıştır.

1988’den itibaren yapılagelen “Anadolu Çizgi Film Festivali” 1994’ten sonra Demo Tanıtım Organizasyon Ltd., Kültür Bakanlığı ve Çizgi Filmciler Derneği’nin katkılarıyla uluslararası bir kimliğe büründürülmüştür. Amacı, ülkeler arası dostluk ve barışın sürdürülmesi için, yarınları kuracak olan çocukların, kendi ülkeleri dışındaki kültürleri tanımaları ve Türkiye çizgi film yapımcılarının dünyaya açılması olarak belirtilen festivalin filmleri ücretsiz olarak gösterilmiştir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder