11/12/2009

ÇİZGİ FİLMLERİN YAPISI



Durgun olan nesne ve resimleri devinimlendirme sanatı olan canlandırma (Animation) başlangıcından günümüze üretim, dağıtım, gösterim ve uygulama alanları açısından büyük gelişmeler kaydederek önem kazanmıştır. Teknik özellikleriyle sinemanın bütün türlerinden ayrılan canlandırmada, hareketin aşamaları ayrı ayrı “sellüloid” tabakalar üzerine hazırlanarak, özel alıcı (tek kare çekebilen) ile filme alınmasıdır. Gerçekte durgun olan bir şeye hareket kazandırılarak, canlı hale dönüştürülmesi, canlandırılması tekniğinin en büyüleyici yanıdır.

Yirminci yüzyılın yeni sanat biçimi sinema olduğundan canlandırmada sinemanın sanatsal (Artistik) ve teknik çocuğu olarak nitelendirilir.

Teknik olarak tanımlanan canlandırma çeşitli konuyu anlatmada insanın göremediği ya da giremediği yerlerdeki devrimleri vermesinde kolayca kullanılır. Bu açıdan bakıldığında canlandırma tekniğinin kullanılmasında yararlar vardır. Bunlar: - sinir sistemi, kulağın iç yapısı gibi insan vücudunun içsel işlevlerini tanıtmada kullanılabilir – Canlandırma, anlaşılması güç karışık bilgilerin aydınlatılmasında yardımcı olur.

- Canlandırma yoluyla, bir atomun içindeki nükleer eylemin gösterilmesi gibi, gözle görülemeyen, küçük devinimleri büyülterek görebilir duruma getirir.
- Canlandırma ile kavramların ne anlama geldiği de verilebilir. Hoşgörü, özgürlük gibi açıklanması zor, soyut kavramları iyilik – kötülük düşüncesinin uygulanmasını gösterir.
- Canlandırma ve Çizgi filmlerin, toplumsal işlevi vardır. O da bir iletişim aracı olmasından kaynaklanmaktadır. Yazın alanında şairlerin alabildiğince imgesel (Resimsel) yazımı, resim sanatında da yazınsal anlatım, Çizgi romanların, çizgi filmlerin bu anlayışın kitlelere yaygınlaştırılmış uzantıları olarak görmek olasıdır.

Toplum içinde iletişimsel davranışları, kolaylaştırmak amacı ile kullanılan simge böylece iletişimin aracı haline gelmektedir. Özcesi, her çizgi filmin iletisi vardı ve bu iletiyi de genellikle simgesel anlatımla verir.

Çizgi film temel yapısını hareket oluşturur. “Üretilen her kare bir dizinin, bir bütünün parçasıdır. Her hareket artistik biçimin temel parçası olan bir başlangıç ve sona sahiptir.
Durağan görüntülerle hareket izlenimi vermek çizgi filmin temel yapısını içerir. Hareket ise onun kendi canlılığının yapısını oluşturmakta ve bize ifadelerini sözlü yansıtmaktadır. Gerek insan gerekse hayvan ifadelerini sözlü dizgelerden çok hareketlerle belirler. Bir eylemi, bir duyguyu, hareketlerle yansıtıp tepki alırlar ve hareket eden diğer nesnelere de tepki gösterirler.
İnsanoğlu için önemli bir iletişim şekli olan hareket olgusu, durağan görüntülerinde hareketli bir izlenime dönüşmesi isteği, hareketli iletişimin etki gücünden kaynaklanmıştır.
Çizgi filmler sadece çizgi ile canlandırılan karakterlerin hareketlendirilmesinden oluşmazlar. Çizgi filmin bugüne kadar olan yapılanma sürecinde, sanatçıların yaratma gücü ile bir çok değişik konumda biçimlenmiştir.
Bu açıdan bakıldığında çizgi filme, resim yazın karışımı bir sanat dalıdır denilebilir. Hepsinde kullanılan dilde gerçekte simgedir. Simge bireylerin düşün, duygu, istek, buyruk ve eylemleriyle çevrelerinde gördüklerini anlatmak için kullandıkları, kimi çizgi, biçim, ses, resim, doğal ve yapay nesne, insan, hayvan, bitki ya da bunlara ilişkin ürün ve organlardan oluşan geleneksel düzen olarak tanımlanmaktadır.
Çizgi filmler insan benliğini iki yönden sormaktadır, biri sunulan konuların içeriği, söz ve davranışlar, iletilen konu, diğeri de bu konunun sunuluş biçimidir. Yapısı da iki dramatik temele dayanmaktadır. Birinci dramatik yapı, bozulan bir şeyi bir yanlışı onarmayı araştırma ve gezi. Kısa sarımlı yayımlanan bu tür çizgi filmlerin amacı sırf eğlencedir. İkinci sınıflama ise simgesel ve soyut amaçlar (birliktelik, varolmak) ve toplumsal bir durumla ilgili sonuç amaçlar (yaşam, toplumsal düzen, korunmak) yer alır. Bu sınıflamaya giren çizgi filmlerde eylem daima ortaklaşa yapılır. Gereksinimler bireye değil, gruba aittir. Bu tür çizgi filmler televizyon için uzun sarımlı ve eğitsil olarak nitelendirilir.
Bu noktada, çizgi fillmi sanatsal filmler ve ticari amaçla üretilen filmler olmak üzere iki yönde sınıflayabiliriz. Ancak bu sınıflama sonucunda, bir çizgi filmin sanatsal mı yoksa ticari mi olduğunu ya da ticari bir filmin sanatsal bir film sayılıp sayılmayacağını belirtmemiz güçleşmektedir. Çünkü, her ne kadar ticari film olursa olsun, genel yapısında bulunan plastik sanat öğelerinin kullanımı çizgi filmi sanattan uzaklaştırmamaktadır. Nitekim, bir çok ticari anlamda film yapan sanatçılar, ürettikleri filmlerin sanat adına değerler taşıdığı savunmaktadırlar.
Yapısal bakımdan gelişimi sinema, sanatının öncesine uzanması ile birlikte sinemanın sürekli bir tür olması, animasyonun sinema içinde; canlandırma sineması olarak yer almasına ve bu adla anılmasına neden olmuştur.
Herhangi bir sinema yapıtı, binlerce metre uzunluğunda, ensiz, kolaylıkla bükülebilen, saydam bir kuşak olan filmle gerçekleşmektedir. Bu kuşağın çeşitli anlamları olmasına karşın genel olarak, göstericide kullanmak üzere, herşeyi hazır, tamamlanmış sinema yapıtı olarak tanımlanmaktadır.
Çizgi film sinemanın sağladığı olanakların geliştirilmesine dayanan bir anlatım biçimidir. Sinemada çekim aygıtı (kamera) ir devinimin birbirini izleyen aşamalarını belli bir hızla film şeridi üstüne kaydeder. Tek tek çekilen bu resimlerin uygun bir hızla birbiri ardına beyaz perdeye yansıtılması da gözde kesintisiz bir devinim oluyormuş izlenimi uyandırır. Doğal hız göz önünden saniyede 24 resmin geçmesidir. Çizgi filmde devinimi gösterebilmek için her biri bir öncekinden biraz farklı, ayrı ayrı resimler hazırlamak, bunları tek tek filme almak gerekir. Bu resimler ard arda dizilir ve beyaz perde üstünde oynatılırsa, canlıymış gibi etki uyandırır.
Bu durum canlı ya da cansız nesneleri canlandırmak ya da onlara yeni bir kimlik verme işlemidir. Bu konuda yapılan işlem şu şekilde betimlenmektedir; canlandırma, hareket eden çizgiler sanatı değil, çizilmiş olanların hareketlendirilmesi sanatıdır.
Çizgi filmlerin insanların duygusal ve davranışlarına yakın olması, çizgi filmlerde verilen kişiliklerce kolayca özdeşleşebileceği, çizgi filmlerin izlenme nedenlerindendir.
Çizgi filmlerin insanlar üzerindeki etkiliği, çeşitli çalışmalara ve araştırmalar kaynak olmuştur. Yapılan çeşitli çalışmalarda ağırlık olarak çizgi filmlerin olumsuz etkileri üzerinde durulmuştur. Ancak çizgi filmlerin doğru kullanıldığında, öğretici özelliği, bilgilendirici, kişiliği geliştirici, kişilik modelleri gösterebilen boyutları göz önüne alınmaktadır.
Filmin yapısında önemli olan, filmin konusu ve anlatım biçiminin seçimidir. Bu konuda, o ülkenin toplumsal ve ekonomik etkenlerinden soyutlanamaz. 1933 yılında,y bir çizgi film kahramanı olarak yaratılan Süperman, yasalar karşı gelerek, güvenlik kuvvetleri ile çatışarak “adalet ve gerçeğin” savunucusu oldu. Bu durum Süperman’ın kişiliğinde onu yaratanın kişiliğinin yansımasıdır. Süperman 1942 yılında da önemli bir değişime uğrayarak, güvenlik kuvvetlerinin safhına katıldı ve artık adalet ve gerçeğin değil, yasaların ve düzenin savunucusu oldu. Böylelikle toplumsal bir kişiliğin yansıması durumuna geldi. 1962 yılında da uluslar arası çalışmaya başlayarak, bir film kahramanı olarak sinemaya geçti.
Gerek serüven, gerek eğitsel yapıda olsun, çizgi filmlerde genelde varolma savaşı vardır. İyi-kötü otorite ilişkileri, kuvvetli – zayıf biçimde konu verilmektedir. Olayla hiçbir zaman gerçekçi bir biçimde sunulmaz.
Eylemde karakterlerde, zaman ve mekanda, simgesel bir anlatım söz konusudur. Çizgi filmlerin türü ne olursa olsun (Eğlendirici ya da eğitsel) evren düşsel ve canlandırıcıdır.
Çizgi filmlerde bir öykü anlatır, onunda bir kurguya dayanması gerekir. Ötekisine nema türleri gibi o da yalnız kendi başına var olabileceği gibi bir ileti vermesi, bir bildirisinin olması istenebilir. Eğitici, öğretici, belgesel olabilir, tanıtmacılık alanında kullanılabilir. Bunlar onun özelliklerinden bir şey yitirmesine neden olmazlar.
Belgesel, tarihsel, yaşam öyküsel, kovboy, dram, tragedya, güldürü, müzikal, serüven canlandırma olarak içeriklerine göre sınıflandırılan filmlerin hepsinde, bir ileti vardır. Başka deyişle, film yapımının çeşitli teknik ve sanatsal kaynaklarının kullanımı, onlara verilen yer ve öncelikle film konusu olarak, sunulan tüm yapımlar, gerçeğin düşe aktarılışı ya da düşün somut biçimde ortaya konulmasına dayanmaktadır.
Çizgi filmleri sevecen yapan karakterleridir. Başka deyişle Çizgi filmlerin etkinliği karakterlerden kaynaklanmaktadır. Bir çizgi film karakteri insan niteliklerini gösteren, onunla özdeşleşen ve duygularını paylaşandır. Çizgi film karakterleri insanda özdeşleşme, yakınlık doğurduğu gibi, sinema sanatçılarının da doğmasına etki etmiştir.
Canlandırmanın tarihsel gelişiminde Fleischer kardeşlerin yarattığı Betty boop, Manrilyn Monreo’den çok önce ortaya çıkmıştır.
Çizgi filmdeki kişiler hayvanlar, insanlar ve düşsel kişiler olmak üzere üç grupta toplanabilir. Çizgi filmlerin hayvansal karakterlerle dolu olması rastlantı değildir. Hayvansal özellikler karakterlere bir masumiyet kazandırırken, doğada karmaşık toplumsal ilişkileri tümüyle kaplar ve belirler. Çocuğun önceleri hayvanların sezgisel, oyun dolu yanlarını algılamaya ve benimsemeye yatkın olduğu doğrudur. Başka deyişle, Çizgi filmlerde hayvanlar aracılığıyla çocuğun iç dünyasını yansıtma olanağından yararlanılır.
Çizgi filmler, süreci görüntüsel basitleştirme öykülerin büyük bir hızla anlatma doğayı stilize etme ve olayları anlaşılır zaman birimlerine ayırıp yalınlaştırma gibi karakteristik özelliği nedeniyle çağımızın gereksinimi olan hızlı eğitim araçlarından biri durumuna gelmiştir. Gelişmiş ülkelerde diğer eğitim araçlarının yanısıra çizgi film kullanımında büyük önem kazanarak yaygınlaştığı görülmektedir.
Çizgi film varolduğundan beri izleyicisine farklı bir dünya sunan bir sanat dalı olmuştur. Tasarlanan karakterler ve yaratılan hayal gücü ile oluşan kendine özgü dünya, izleyicisi ile bütünleşir. Özellikle çocuklar bir çok kez çizgi kahramanlarla kendilerini özdeşleştirmiştir. Bu durum Çizgi filmin etkileyiciliğini ortaya koydu.
Günümüzde Çizgi filmler, üretim, dağıtım, gösterim, teknik ve uygulama alanları açısından büyük gelişmeler kaydederek önem kazanmıştır.


Çizgi Filmde Mizah-Karikatür ve Çizgi Roman İlişkisi
Çizgi filmin, sinema teknik ve dilinin ötesinde temel yapı elemanlarının “çizgi” ve “mizah” oluşu, bu film türünün karikatür (grafik mizah) ile olan ilişkisini ve onun uğraş alanı içinde görülmesini açıklar. “Çizgi” ve “mizah” gibi aynı temel yapı elemanlarının kullanılmasından kaynaklanan “öz” ve “biçim” de görülen bu beraberlik, çizgi filmi, film maddesinin bir dizi durağan resmi perde üzerinde hareketli görüntüye dönüştürebildiği bir aracı kullanmasıyla karikatürden (grafik mizahtan) ayrılır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder